6 Ağustos 2009 Perşembe

Hint Müziği


















Hint müziği, terminoloji, üslup ve müziksel gramer farklılıklarından ötürü Hindustani müzik (Kuzey Hindistan) ve Karnatik müzik (Güney Hindistan) olmak üzere apayrı müzik alanları olarak ele alınır. Bu ayrım pek çok bakımdan her iki bölgenin farklı kültürel ve politik tarihini yansıtır: Güney Hindistan, görece bozulmamış Hindu kültürüyle, geleneğe sıkı sıkıya bağlı, şeklen tutucu, Sanskrit metinlerine ve önceki din adamı/bestecilere uymaktan gurur duyan bir müzik üretirken, Hint müziği, Aryanlarla başlayıp İngilizlerle son bulmuş olan 4000 yıllık sürekli bir istila ile göçe zorlanmış bir bölgeden geldiği için doğal olarak yaşadığı sentezleri yansıtır
ve her ne kadar geleneğe saygı tüm Hint müziğinin en önemli bir parçası olsa da, o miras aldığı geleneğin kısıtlamalarından fazla etkilenmemiştir. Pratikteki doğaçlama tüm Hint müziğinde merkezi bir rol oynar.
Kuzey Hindistan'daki İslam ve Hindu kültürlerinin çarpışmasının bir başka sonuucu da daha az dine dayalı bir müziğin ortaya çıkmasıydı. Dikkatin geleneksel metinlerden saf müzik alanını kayması Hint müziğinde daha esnek, daha maceracı bir tavrın doğmasına yol açmıştır. Fakat tarihsel ve kuramsal açıdan Hint müziğinin tümü ülkenin ruhsal hayatının içindedir. Müziğin ilkeleri ruhani ilkelerdir, yasaları ruhani yasalardır ve bu yasaların otoritesi dindir. Estetik ve dini düşünce ayrılmaz şekilde birbirine bağlıdır. Hint müziğinin tarihi, büyük ölçüde Hindu ve Müslüman din adamlarının öğretilerinin ve buyruklarının bir toplamıdır. Bir müzik kuramı kitabının bir dinsel ödevler kitabından ayırmak mümkün değildir ve müzik hakkında çok sayıda eser olmasına rağmen sistematik, yalın bir müzik kuramı neredeyse yok gibidir. Bu arka planın Hintli müzisyene en büyük avantajı dünyevi açıdandır. Hintli müzisyen, böylece bir yığın kuramsal ve işe yarayacağı şüpheli tavsiyeye uyma yükünden kurtulmuş ve müziği gerçekten çalma konusunda büyük bir özgürlükle başbaşa kalmış oluyordu. Özetle, Hintli müzisyene kalan tek kuramsal bilgi teknik değil tamamen estetik karaterdeydi. Hint müziği öğrencisinin, müzisyenliği geliştirmek için bir icracıdan pratik bilgi almak ve ustasının da yardımıyla, kişisel gelişimini ve müziksel kendine yeterliliğini sağlamatan başka bir seçeneği yoktu.
Hint müziğinde, doğaçlamanın içinde gerçekleştirdiği çerçeveye RAGA adı verilir ve bu değişken bir çerçevedir. Sanskritçede "duymak" anlamına gelen, kullanılan en küçük aralık olan SRUTİ ve raganın moleküler yapısı olarak tanımlanan ve ezgisel etkinliğin çevresinde döneceği bir merkez olarak kullanılan SUVARA ve Sanskritçede "avuç" anlamına gelen ve ritmik çevrim olan TALA da değişkendir. Bu yüzden Hintli müzisyenin esas hammaddelerinin hepsi de sabit olmayıp, yoğrulabilir karakterdedir. Hintli müzisyen için doğaçlama, müziksel hayatın bir gerçeğidir.
Böylelikle raga malzemeyi, malzemeyi işlemenin standart yollarının ve icranın çerçevesini sağlıyor. Ayrıca standartlaşmış pek çok süsleme ve çarpma sesleri de vardır. Fakat her şey bir akış içindedir ve son halini icra sırasında alır. Bir başka özellik de, çoğu doğaçlama müzikte olduğu gibi, müziği oluşturan bileşenlerin açık hiyerarşik değerlere sahip olmasıdır. Bir parçanın kişiliğinin en güçlü ifadesi, en küçük ayrıntıda bulunabilir.
















Hindistanda Yedi Notanın Dizilimi
















sa-re-ga-ma-pa-da-ni-sa



















HİNT ENSTRÜMANLARI




TANPURA
















“Bütün enstrümanlarin annesi“ olarak taninan tanpura çogu Klasik Hint müzigi sarkilarina eslik eder. Arka fonda çogu zaman duydugunuz “derin sesi" saglar. Pek çok boyu vardir. Genelde 4 ya da 5 tellidir ve bunlar sarkilara göre farkli notalara akor edilebilirler. Düzgün çalindiginda tanpuranin notalari birlesip tek bir ses gibi çikar. Tanpura, sesi tam ayarinda tutar. Yankilanan güçlü derin sesi gösterinin girisi için gerekli ortami hazirlamaya yardim eder. Hem enstrüman hem de çalinisi çok basit görünse de tanpurayi akor etmek ve çalmak çok fazla deneyim ve çok iyi bir kulak gerektirir.















SHEHNAIU



















stad Bismillah KhanShehnai, kutsallik ve iyi talih getirdigine inanan üflemeli bir çalgidir. Neticesinde Kuzey Hindistan’da evlilikler ve törenlerde yaygin biçimde kullanilir. . Shehnai, punginin gelistirilmesi ile yaratildi. Kaynagi ile ilgili iki yaygin efsane vardir. Ilkinde bir Sah sarayinda punginin çalinmasini yasaklamisti. Sebebi tiz sesiydi. Müzisyen bir aileden gelen bir berber onu gelistirdi ve shehnai dogdu. Sah’in sarayinda çalinmasina ve berber ya da “nai” ye atifta bulunarak ona shehnai dendi. Diger bir rivayete göre ismini kral anlamina gelen Farsça Sah ve flüt anlamina gelen nai kelimelerinden alir. Yani, “kralin flütü”. Ustad Bismillah Khan Sahib (21 Mart 1916 –21 Agustos 2006) Hintli bir shehnai ustasiydi. Klasik Hint müziginde “Üstad" ya da "Pandit" kelimeleri Efendi ya da Guru anlamina gelir. Bharat Ratna ödülünü alan üçüncü klasik müzik ustasiydi (2001’de). Bu, Hindistan’da en yüksek sivil ödüldür. Ayrica, en yüksek sevideki dört sivil ödülün hepsini alan az sayida insandan biri olarak da bilinir.










VEENA










Veena, Karnatik müzikte kullanilan telli bir çalgidir. Veena’nin pek çok türü vardir. Güney Hindistan formu ile lüt ailesinin bir üyesidir. Veena’nin dizayni yillar içinde gelismistir. Büyük ihtimalle Orta Çag Hint resimleri ve mabedlerinde görünen halinden yola çikmistir: su kabagindan iki yanki kismi bulunan telli bir çalgi. Bunlar bambu ile birlestirilmis ve kucaktan omza dogru çapraz biçimde tutulan bir yapidadir. Kuzey Hindistan’a ait olan rudra veena ya da vichitra veena, teknik olarak kanuna benzeyen saz bu soyu ifade eder. Güney Hindistana ait olan ya da Saraswati veena 1600’lü yillarda gelistirildi. Ögrenme ve sanat tanriçasi olan Saraswati çogu zaman bir kugu ya da tavuskusunun üstüne oturmus ve veena çalarken resmedilir. Saraswati’nin sunu söyledigi hatirlanir: “Beni su yüzünde tutan Veenam olmasaydi müzigin okyanusunda gezinirken bogulurdum.”












BANSURİ












Pandit Hariprasad Chaurasia Bansuri, Hindistan’a ait enine alto flüttür. Alti ya da yedi açik parmak deliginden olusan tek bambu sapindan yapilmistir. Çobanlar ve kirsal gelenekle baglantili olan eski bir enstrüman olan bansuri Krishna ve Radha’nin ask hikayesi ile yakindan iliskilidir. Kuzey Hindistan bansurisi genelde 14 inch uzunlugundadir. Geleneksel olarak film müzigi de dahil olmak üzere daha hafif kompozisyonlara eslik etmek için kullanilmis olan bir soprano enstrümidir. Pandit Hariprasad Chaurasia bansurideki ustaligi ile dünya çapinda çok iyi taninir. Chaurasia, klasik müzik dinleyicilerine ulasmak ve o kitleyi büyütmek için bilinçli çaba sarf etmis olan bir klasik akim üyesidir. Bir müzisyen olarak Chaurasia yenilikçi ve gelenekçi akimlarin nadir rastlanan bir birlesimidir. Usta üfleme teknigi sayesinde Klasik Kuzey Hindistan flüt çalgisinin ifade imkanlarini çok genisletmistir. 1992’de, müzige yapmis oldugu olaganüstü katkilarin takdiri olarak Hindistan Devlet Baskani’ndan Padma Bhushan ödülünü almistir.







SAROD



Ustadı Amjad Ali Khan olan Sarod Klasik Hint müzigi enstrümanidir. Yapi olarak Bati lütüne benzer. Hindustani klasik müzik ustalari arasindaki yeri ve popülerligi açisindan sitardan sonra gelen ikinci alettir. Ustad Amjad Ali Khan yaygin olarak taninan Hintli sarod çalgicisi ve bestecisidir. Sarodu çalmak için kendine has bir tarz gelistirmistir. Tarzindaki anahtar yenilikler vokal müzige dayali kompozisyonlar ve kompozisyona esit vurgu yaparak üç oktav boyunca çok karmasik kisimlari çalabilmesindeki teknik yeterliligidir





SİTAR




Pandit Ravi Shankar Sitar telli bir çalgidir. Hafif bir ses yaratmak için titresen teller ve su kabagindan yapilmis bir yanki odasi kullanir. Agirlikla Hindustani klasik müziginde kullanilan sitar, Orta Çaglardan beri agirlikla Klasik Hint müziginde kullanilan sitara hemen her yerde rastlanir. Bu enstrüman Hint yarimadasinin her yerinde kullanilir. Sitar, Hint enstrümanlari içinde Veena ailesi ile Saz ailesinden olan Fars Sitarindan elde edilir. Bazi teoriler iki soydan sadece birini kabul eder. Allauddin Khan’in (Klasik Hint müzigine ait olan Maihar gharana’yi bulan kisi) ögrencisi olan Pandit Ravi Shankar belki de dünyada en iyi taninan Hint çalgicisidir. Bati’da Hint müziginin ve müzisyenlerinin, Klasik Hint müzik geleneginin gücünün ve ona olan ilginin yaratilmasinda basi çeken insanlardan biri olarak taninir. Shankar‘in müzik kariyeri 60 yili kapsar ve kendisi en uzun uluslar arasi kariyer kategorisinde Guinness Rekoruna sahiptir.